2014’te Türkiye’de iflaslardaki artışın daha yumuşak bir şekilde ve yüzde 4 düzeyinde olacağını belirten Euler Hermes Başekonomisti Ludavik Subran, gelecek yıl Türk ekonomisinin yüzde 4 düzeyinde büyüyeceğini tahmin ettiklerini belirtti. Subran’a göre, Türkiye’de cari açığın yüksekliğinden kaynaklanan bir finansal kriz ise çok uzak bir ihtimal. Türkiye ekonomisi, beklentilerin üzerinde büyümeyi sürdürüyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) geçen gün açıkladığı verilere göre, yılın 3. çeyreğinde yüzde 4,4 büyüyen ekonomi, gösterdiği büyüme performansıyla AB’ye üye 28 ülkeyi de solladı. Ekonomik büyüme göz kamaştırmasına karşın, Türkiye’de gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYİH) yüzde 7,9’una yükselen cari açığı, son aylarda sermaye çıkışındaki hızlanmayı ve dolar kurundaki artışın sürmesi gibi riskleri göz ardı etmek de mümkün değil. Özellikle dış ticaretle uğraşan ya da iç piyasaya mal satmakla birlikte alacakları yüksek olan firmalar, son günlerdeki gelişmeleri dikkatle izliyor. Türk sigorta sektöründe de faaliyet gösteren alacak sigortası şirketi Euler Hermes’in dün gerçekleşen “Uluslararası Ticarete Bakış” konferansında bir sunum yapan Euler Hermes Baş Ekonomisti Ludavik Subran da Türk ekonomisindeki risklere ve fırsatlara dikkat çekiyor. Türkiye’de iflas eden şirket sayısının bu yıl yüzde 13 arttığını belirten Subran, 2014’te iflaslardaki artışın daha yumuşak bir şekilde ve yüzde 4 düzeyinde olacağını vurguluyor. Euler Hermes ekonomi araştırma uzmanlarının yaptıkları tahminlere göre bu da gelecek yıl 18 bin 770 şirketin batacağı anlamına geliyor.
Merkez’in para politikası doğru
Subran’a göre, önümüzdeki yıl iflaslardaki artış hızının düşecek olması olumlu bir ekonomik görünümün sonucu. Öncelikle, Türkiye’nin gayrisafi yurtiçi hasılasındaki (GSYİH) büyümenin, 2014’te yüzde 4 olmasını tahmin ettiklerini belirten Subran, cari açıktaki yüksekliğe karşın bunun 2001’de olduğu gibi finansal bir krize yol açmayacağı düşüncesinde. TL’de bir miktar daha değer kaybının olacağını belirten Subran, Türkiye’de Merkez Bankası’nın uyguladığı para politikasının da doğru olduğunu ifade ediyor. Subran’a göre, yüzde 4’lük büyüme Türkiye’nin Akdeniz Bölgesi’ndeki ‘Asya Kapısı’ pozisyonunu güçlendirecek.
Ocakta FED’in tahvil alımı azalır
Subran, dünya ekonomisi için de gelecek yıla dair daha olumlu bir senaryo çiziyor. Subran’ın verdiği bilgilere göre, 2014’te tüm bölgelerde büyümenin artacağı ve global GSYİH’deki artışın yüzde 3 olacağı tahmin ediliyor. Ancak, ABD Merkez Bankası’nın (FED), Ocak 2014’te tahvil alımlarını azaltmaya başlamasıyla bazı gelişmekte olan pazarlardan da sermaye çıkışının hızlanması bekleniyor. Ayrıca, iflas görünümü Amerika ve Asya kaynaklı olarak bir miktar iyileşme göstermesine karşın, Avrupa’daki işletmelere yönelik riskler halen devam ediyor.
Alacak sigortası hayat dışı sektörden hızlı büyüyor
Türkiye’de iflasların 2014 yılında azalacak olmakla birlikte yükselen trendde devam edecek olması ve Avrupa’daki işletmelerdeki risklerin sürmesi de alacak sigortasının önemini 2014’te artıracak. Toplantının başında kısa bir sunum yapan Euler Hermes Türkiye CEO’su Özlem Özüner’in verdiği bilgilere göre, Türkiye’de alacak (kredi) sigortası hızla büyümeyi sürdürüyor. 2013 yılının 10 aylık döneminde hayat dışı sektör nominal olarak yüzde 22 büyümesine karşın, alacak sigortasında toplam prim üretim artışı yüzde 41 olarak gerçekleşmiş. Alacak sigortasında Türkiye’de piyasa oranları, Avrupa ülkelerinin gerisinde olmasına karşın, ülkemizde söz konusu sigortayı kullanan şirket sayısı da bir o kadar giderek artıyor. Alacak sigortası, alıcıların borçlarını ödeyemez hale düşmesi veya sözleşme şartlarına rağmen borçlarını ödemeyi reddetmeleri ya da ödeyememeleri sonucunda, bunun getireceği risklere karşı alacaklı şirketleri güvence altına alıyor.
Ludavic Subran’ın 2014 tahminleri:
– Gayrisafi yurtiçi hasılada (GSYİH) yüzde 4’lük büyüme bekleniyor.
– Global GSYİH’deki artışın yüzde 3 olacağı tahmin ediliyor.
– Cari açık, Türkiye’de halen kritik bir seviye olan GSYİH’nin yüzde 6,5’ine iner.
– Türkiye’nin Asya ve Orta Doğu Kuzey Afrika Bölgesi (MENA) ile olan ticaretini geliştirmesi, ihracat büyümesini 2014’te yüzde 5 oranına çıkarır. Zayıflayan Türk Lirası da ithalat büyümesini yüzde 6 oranına indirir ve net ihracatın negatif etkisini yüzde -0,6’ya düşürür.
