28 Aralık 2024, Cumartesi
spot_img

2013 te sektörün yüzü güldü

semsiyeTürkiye sigorta sektörü 2014 yılından umutlu. Türkiye Sigorta Birliği Başkanı ve Işık Sigorta Genel Müdürü Recep Koçak, 2013 yılında sektörün olumlu bir performans sergilediğini belirterek, “Deprem, kasırga gibi tüm piyasaları etkileyen büyük felaketler açısından değerlendirdiğimizde 2013 yılında, geçmiş yıllar ortalamasının altında hasar ödendi. Genel anlamda bakıldığında sektör yılı pek çok açıdan yüzleri güldüren sonuçlarla kapattı ve karlılık tartışmasını da geride bırakmaya başladı” diye konuştu.

2013 yılındaki performansın sigorta sektör açısından oldukça olumlu bir seyir sergilediğini belirten Recep Koçak, Deprem, kasırga gibi tüm piyasaları etkileyen büyük felaketler açısından değerlendirdiğimizde 2013 yılında, geçmiş yıllar ortalamasının altında hasar ödenmiştir. Genel anlamda bakıldığında sektör yılı pek çok açıdan yüzleri güldüren sonuçlarla kapattı ve karlılık tartışmasını geride bırakmaya başladı. 2013 yılı sigorta sektörünün kar ettiği bir yıl oldu ve bunun olumlu etkileri 2014 yılı içerisinde kendisini gösterecektir. Global piyasalardaki trende paralel olarak iç piyasada da veriler sektör oyuncularının yüzünü güldürecek niteliktedir” dedi.

Genel bir toparlanma yaşandı
2012 yılının üçüncü çeyreği sonunda hayat dışı branşlarda 77 milyon TL’nin üzerinde zarar eden sektörün, 2013 yılının üçüncü çeyreğini 600 milyon TL’nin üzerinde kar ederek gelecek için umut verdiğinin altını çizen Koçak sözlerini şöyle sürdürdü: “2012 yılı ilk 9 aylık dönem sonunda 100 milyon TL’nin üzerinde zarar edilen kasko branşında, bu yılın aynı dönemde 500 milyon TL’nin üzerinde kar edilmiş olması bu sonucun elde edilmesindeki en önemli etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak, sektör trafik sigortasından 580 milyon TL’nin üzerinde zarar ederek oto sigortalarında toplamda zarar etmiştir. Bununla birlikte, sektörün zarar ettiği branşlarda genel bir toparlanma içerisinde olduğu gözlemlenmektedir. Hayat branşında ise 342 milyon TL tutarında teknik kar eden şirketler, geçtiğimiz yıl eylül sonundaki 183 milyon TL’lik teknik karı neredeyse iki katına çıkarmıştır. Bu bilgiler ışığında sektörün 2013 yılını yüzde 22 oranında prim artışı ile 24 milyar TL’sına ulaşan primle kapatması beklenmektedir.”

2023 yılında 63 milyar TL prim üretimi
Diğer taraftan primlerin gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) içindeki payına bakıldığında dünya ortalamalarının altında olduğunun görüldüğüne dikkat çeken Koçak: “Birtakım aksiyonların alınması ile potansiyelin harekete geçirilebileceği ve sigorta sektörünün GSYİH içindeki payının gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşabileceği düşünülüyor. Ülkemizde bireylerin, sektörün ve kamu kurumlarının birlikte doğru adımlar atması durumunda dünyadaki gelişmiş ekonomilerdeki sigorta büyüklüğüne ulaşılması mümkündür. Bu doğrultuda 2023 yılında hayat dışı prim üretiminde 63 milyar TL, hayat sigortasında 16 milyar TL prim üretimine ulaşılması mümkün olacaktır” şeklinde konuştu.

2014’te yüzde 15-20 aralığında büyüme olur
Hayat dışı branşlarda 2014 yılında özellikle oto sigortalarına ilişkin sonuçların iyileşmesi ve sektörün uzun yılların ardından bu branşta da kar etmesinin beklendiğini ifade eden Recep Koçak, “Her ne kadar toplam prim üretiminin yaklaşık olarak yarısını oluşturan oto branşı sektörün karlılığı üzerindeki etkili olsa da doğal afetler, uluslararası reasürans piyasasındaki gelişmeler, karşılıklar, deprem sigortasındaki zorunlu tarife koşulları ve yeni zorunlu poliçelerin yürürlüğe girmesi gibi hususlar teknik sonuçlar üzerinde doğrudan etki yapacağından, sektörü etkileyecek dış etkenlerde çok önemli bir değişiklik olmaması durumunda 2014 yılında da yüzde 15-20 aralığında büyüme sağlayacağını söyleyebiliriz” dedi.

Oto sigortaları konusunda ciddi çalışmalarımız var
Sektörün geçtiğimiz yıllarda, genel olarak enflasyonun üstünde bir büyüme gösterdiğini hatırlatan Recep Koçak, sektörün geleneksel olarak yangın, nakliyat ve hayat branşında kar, trafik sigortasında ise son 7 yıldır zarar ettiğinin altını çizdi. Türkiye Sigorta Birliği’nin özellikle oto sigortalarında sigorta şirketlerinin teknik sonuçlarının, hizmet kalitesinin ve sigortalı memnuniyetinin iyileştirilmesine yönelik projelere odaklandığına dikkat çeken Koçak, “Trafik kazalarında sigortalıların poliçesini satın aldığı şirketten hasarını doğrudan tazmin edebileceği sistemin geliştirilmesi, destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması yönteminin standartlaştırılması ve sigorta teminatı kapsamındaki onarımlarda kullanılan yedek parça ve araç onarım servislerinin sertifikasyonu konularındaki analiz çalışmaları tamamlanmıştır. 2014 yılında bu projelerin uygulanmaya başlanması sektördeki en önemli gelişme olacaktır. Özellikle oto branşında hizmet kalitesi ve sigortalı memnuniyetinde çok önemli iyileşmelerin sağlanması beklenmektedir” dedi.

Tamamlayıcı sağlıkta kapsamlı düzenleme istiyoruz
Öte yandan Hazine Müsteşarlığı tarafından yayınlanan özel sağlık sigortası yönetmeliği ile getirilen yeni düzenlemelerin en önemlisinin ömür boyu yenileme garantisi olduğuna değinen Recep Koçak, poliçede belirtilen koşulların yerine getirilmesi ile ömür boyu yenileme garantisine hak kazanan sigortalı ilk kez sigorta poliçesi satın aldığı dönemde geçerli olan teminat ve tarife koşulları ile varsa poliçede belirtilen yaşa kadar ya da ömür boyu aynı koşullarla poliçe sahibi olabileceğini belirtti. “Bu şartların sigorta şirketi tarafından sigortalı aleyhine değiştirilemeyecek olmasının sektöre olan güveni perçinleyeceğine ve özel sağlık sigortasının yaygınlaşmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz” diyen Koçak sözlerini şöyle sürdürdü: “Yönetmelikte değinilen ve kamuoyunun merakla beklediği bir diğer husus ise tamamlayıcı ve destekleyici sağlık sigortasıdır. Sigorta sektörün bu alanda daha kapsamlı düzenlemelere ihtiyaç duymaktadır. Kamu kesiminden gelen sinyaller genel sağlık sigortası teminat kapsamında daraltmaya gidileceğini ortaya koymaktadır. Bunun yanı sıra anlaşmalı hastanelere ödenen fark ücretlerinin artırılması tamamlayıcı sağlık sigortasına olan ihtiyacı artırmış, sektör bu alanda ilk ürünlerini piyasaya sürmeye başlamıştır. Bu ürünlerin yaygınlaşması için mevzuatta kapsamlı düzenlemelerin yapılması sigorta sektörü için kaçınılmaz hale gelmiştir.”

Kar problemi biterse sektörden çıkış olmaz
Sektöre olan yabancı ilgisine yönelik görüşlerini sorduğumuz Recep Koçak, şu an sektördeki yabancı sermaye oranına bakıldığında geçtiğimiz yıllarla kıyaslandığında aynı hızla yabancı sermaye girişinin devam edemeyeceğini söylemenin çok da yanlış olmayacağını belirtti. “Ancak 2014 yılında da yabancı sermaye girişinin devam edeceğini düşünmekteyiz” diyen Koçak sözlerini şöyle sürdürdü: “Yabancı sermayenin sigorta sektörüne olan ilgisinin devamı sektörün karsızlık sorununa çözüm bulmasıyla yakından ilgilidir. Bu sorun aşıldığı takdirde sektör içinde yeni satın alma ve birleşmeler olsa da, sektörden çıkacak bir şirketin olabileceği de düşünülmemektedir.”

Müşteriyi beklemek yerine ona gitmek gerekiyor
Sigorta ürünlerinin talep yaratılması gereken ürünler olduğunu belirten Recep Koçak, “Bu açıdan müşterileri beklemek yerine müşteriye gitmek gerekiyor. Başarı için de farklı kitlelere değişik satış kanallarından ulaşmak, bunları pazarlama ve reklam başta, iletişim faaliyetleriyle desteklemek en önemlisi. Türkiye Sigorta Birliği olarak sektörümüz adına zaman zaman ortak iletişim çalışmaları yapıyoruz. Bu uzun soluklu çalışmalarla en önemli amacımız toplumumuzda sigorta ürünleriyle ilgili bilinci yükseltmek, farkındalığı artırmak. Bu şekilde sektörümüzün doğru anlatılmasına, pazara ihtiyaç ve beklentilerine uygun doğru ürünlerin sunulmasına ve tabii ki gerçekçi beklentilerin oluşturulmasına katkıda bulunuyoruz” dedi.

Sektör, eğitimli, genç ve dinamik gençler arıyor
Sektörde çalışmak isteyen gençlere yönelik görüşlerini paylaşan Recep Koçak, “Sigorta sektörü iyi eğitim almış genç ve dinamik personele şiddetle ihtiyaç duymaktadır. Sigortacılığın gerek reasürans piyasalarından alınan destekle icra ediliyor olması, gerekse de son yıllarda gerçekleşen yabancı sermaye girişinin sonucunda pek çok şirketin “çok uluslu” kimliğine kavuşması, globalleşen dünyada yabancı dil kavramını önemli hale getirmiştir. İş hayatına atıldıktan sonra yeterli zaman ayırmanın oldukça güç olacak olması nedeniyle sektöre yeni girecek olan gençlere ilk tavsiyem çalışma hayatına başlamadan önce kendileri için yatırım yaparak yabancı dil bilgilerini geliştirmeleri olacaktır. Özellikle Erasmus gibi programlar bu açıdan büyük fırsatlar sunmaktadır. Sektöre yeni giren gençlerin yaratıcı fikirlerine, geçmiş ön yargısından uzak bakış açıları ile sektörü yeni nesillere hazırlamalarına ihtiyacımız var. Bu nedenle özgüvenle hayal ettikleri sektörü yöneticileri ile paylaşmalı, çok çalışmaktan kaçınmayarak çalıştıkları şirketlerdeki çeşitli projelerde yer alabilmek için mutlaka gönüllü olmalılar. Son olarak, daha sabırlı olmalarını tavsiye edeceğim” şeklinde konuştu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SON EKLENEN HABERLER