Türkiye Sigorta Birliği (TSB) geleceğe umutla bakıyor. Dün düzenlenen basın toplantısında 2030 yılı hedeflerini paylaşan ve sektördeki potansiyele dikkat çeken TSB Başkanı Uğur Gülen, “Sektör 2030 yılında üretimini 2 kat artırarak yaklaşık 44,3 milyar dolar prim seviyesine ulaşacak. Penetrasyon oranı da yüzde 4,8 seviyesine çıkacak” dedi.
SİGORTAMEDYA ÖZEL/ALP SÜER
Türkiye Sigorta Birliği (TSB), Başkan Uğur Gülen ev sahipliğinde bu yılki 2’nci basın toplantısını (İlki haziran ayında gerçekleştirilmişti) dün gerçekleştirdi. İstanbul-Feriye Lokantası’ndaki buluşmaya TSB Başkanı Uğur Gülen, Başkan Yardımcıları Ahmet Yaşar ve Taylan Türkölmez, Yönetim Kurulu Üyesi Yavuz Ölken ile TSB Genel Sekreteri Özgür Obalı katıldı. Sektör de yılın ilk 9 ayına yönelik sonuçları değerlendirilirken, sektörle ilgili 2030 hedefleri kamuoyu ile paylaşıldı. Haziran ayında Uğur Başkan ve ekibini çok dinamik ve heyecanlı görmüştük. Bu kez de geleceğe yönelik oldukça umutlu gördük. Toplantıda, belli başlıklar altında birçok konu konuşuldu. Ancak, Başkan’ın duyurduğu Birliğin ‘2030 yılı hedefleri’ hepimizin oldukça dikkatini çekti. Sektördeki muazzam potansiyele dikkat çeken Gülen’den öğrendiğimize göre, 2030’a kadar sektörün toplam prim üretimi, dolar bazında 2 kat artışla, yaklaşık 44,3 milyar dolar prim seviyesine ulaşacak; penetrasyon oranı da gene 2 misli artışla yüzde 4,8 seviyesine çıkacak. Türkiye’nin ekonomik büyüklük olarak dünyada 18’inci buna karşılık sigorta sektörü olarak 30’uncu sırada olduğunu vurgulayan Gülen, hedeflerinin 10 yıl sonra dünyada ülkemizin yeri olarak ekonomideki sıralama ile sigortadaki sıralamayı eşitlemek olduğunu söyledi. Gülen, sigorta ve emeklilik sektörünün ekonomiye sağladığı 1.5 trilyon TL’lik fon tutarı ile Türkiye’nin en büyük kurumsal yatırımcısı durumunda olduğunu da vurguladı.
Belli ölçek büyüklüğüne ulaşamayan yabancılar ayrıldı
Sunumunun ilk bölümünde sektörün 9 aylık sonuçlarını değerlendiren Gülen, sektörün 2024 yılı ocak-eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre prim üretiminin yüzde 74 oranında artışla 570 milyar TL’yi aştığını söyledi. Toplanan primin yüzde 50’sinin tazminat olarak ödendiğini vurgulayan Gülen, “Sektörümüzde 9 ayda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10’luk artışla 232,2 milyar TL tutarında tazminat ödemesi gerçekleştirildi” dedi. Gülen ve toplantıya katılan TSB yönetiminin verdiği mesajlara göre sektöre yabancı ilgisi devam ediyor; önümüzdeki dönemde de devam edecek. Sigorta sektöründen ayrılan yabancıların durumu ise bu durumla tezatlık oluşturmuyor; yeterli ölçek büyüklüğüne ulaşamadıkları için söz konusu yabancı grupların sektörden çıktıkları konusunda TSB yönetimi hemfikir.
Sigorta sektörünün genel mali yapısının güçlü olduğunu ve sektörün bu yıl ortalama öz setrmaye getirsinin yüzde 60 olduğunu vurgualayan Gülen, “Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (SEDDK) son sermaye düzenlemesinin de şirketlerin finansal dayanıklılığını güçlendirdiğini ve olası risklere karşı kalkan görevi gördüğünü de sözlerine ekledi.
BES bugün ilk akla gelen tasarruf aracı oldu
Toplantının önemli bir konu başlığı da Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ve hazırlıkları süren Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’ydi (TES). BES’in 21 yıllık performansı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan TSB Başkan Yardımcısı Taylan Türkölmez, BES’in gerek ulaştığı katılımcı sayısı gerek fon performansları itibariyle gerçek bir başarı öyküsünün yazıldığı 21 yılda sektöre örnek olacak işler yapıldığını ve bugün tasarruf denildiğinde BES’inilk akla gelen araç haline geldiğini ifade etti.
TSB Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar da sektörün gündeminde olan Zorunlu Afet Sigortası (ZAS) konusunda şu değerlendirmeler de bulundu: “Depremler dışında yaşanan diğer doğal afetler, başarılı bir örnek olan zorunlu deprem sigortasının, zorunlu afet sigortasına dönüşümünde tetikleyici oldu. ZDS’nin yalnızca depremi kapsayan bir sigorta olmaktan çıkıp diğer afetleri de kapsayacak şekilde genişlemesi, sigorta kapsamının artırılmasını sağlayacak.”
Deprem teminatı tüm hanelere girmeli
TSB Genel Sekreteri Özgür Obalı da sigorta sektörünün önündeki en öncelikli konuların başında gelen Deprem Reform Ajandası üzerine değerlendirmede bulundu. 6 Şubat tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem ile doğal afetlere yönelik risk algısı ve hassasiyetinin arttığına dikkat çeken Obalı, “Bu durum, özellikle deprem ile ilişkili sigorta branşlarında olmak üzere, sigortacılığa yönelik farkındalığı da arttırdı. Toplumda artan farkındalık aracılığıyla, deprem öncesi ve sonrası süreçler için tespit edilen ihtiyaçlara yönelik önerilecek yeni reform maddeleri ile hem sigorta sektörünün etki alanının hem de ülke için yaratacağı katma değerin artacağı değerlendirildi. Bu doğrultuda, belirlenecek yeni inisiyatifleri, karar vericilerin ajandalarına uygun zamanda dâhil etmeyi hedefleyen bir çalışma üzerinden yol haritasına dökülmesi amaçlanırken, tüm iş yerleri doğru teminat ile depreme hazır hale gelsin ve deprem teminatı tüm hanelere girsin istiyoruz.” diye konuştu.
Reasürans fiyatları artmaz hatta, düşüş dahi olabilir
TSB Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar ise toplantıda TSB olarak bu yıl 2’nci kez katıldıkları Baden-Baden Reasürans görüşmeleri hakkında bilgiler verdi. Uluslararası reasürörlerle 3 gün boyunca yaklaşık 17 toplantı gerçekleştirildiğine dikkat çeken Yaşar, şu değerlendirmelerde bulundu: “Görüşmeler olumlu havada geçti. Türkiye sigorta piyasasına güven var ve bu güven artıyor. Kapasite sorunu kesinlikle olmayacak, teminat bulunacak. Fiyatlama trendinin geçen yılla benzer bir seyir izlemesini bekliyoruz. Belki düşüş dahi olabilir. Reasürörler piyasayı özellikle riskli bölgeleri bir süre daha gözlemleme eğilimindeler. Özellikle Körfez bölgesinde faaliyet gösteren reasürörlerin Türkiye ile iş yapma konusunda daha istekli olduğu, TARSİM gibi kurumlarla da iletişime geçme yönünde isteklerinin olduğunu gördük.”
Trafik’te serbest tarife hiç kaza yapmayanlar için en sağlıklı yöntem
Toplantıda TSB Yönetim Kurulu Üyesi Yavuz Ölken de sektörün kanayan yarası trafik sigortası ile ile ilgili önemli açıklamalar da bulundu. Trafik sigortasını sektörün gündeminden çıkarmak istediklerini ifade eden Ölken, şunları söyledi: “Bu yolda öncelikli olarak trafik sigortasında hasar maliyetini arttıran unsurların bertaraf edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Trafik sigortasındaki temel sorun maliyetlerin, sektörün elinde olmayan asgari ücret, yedek parça fiyatları, araç değerlerinin değişimlerine çok açık olması ve her maliyet artışı karşısında tarife bariyerine takılan bir branş olması. Özellikle hiç kaza yapmayan sigortalılar için çok daha adil ve sağlıklı primlendirme yapılabilmesi için, en sağlıklı yöntem olması nedeni ile serbest tarifeye geçilmesi gerekiyor. Çünkü tüm araçlara bakıldığında, trafikte 100 araçtan sadece 4 adedi kaza yapıyor. Sigorta sektörümüzün önündeki trafik sigortası sorununu çözersek, gerçekten büyük bir zaman açığa çıkacak, başka konuları düşünmeye başlayacağız.”
TES ile bireyler emeklilikte de yaşam standartlarını koruyacak
Orta Vadeli Plan’da da (OVP) yer alan Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’nin (TES), sosyal güvenlik için 21. Yüzyılın projesi olduğunu vurgulayan TSB Başkan Yardımcısı Taylan Türkölmez, “Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES), emeklilikte oluşacak gelir kaybını telafi etmeyi, çalışma dönemindeki yaşam standartlarını korumayı, emeklilik gelirinin oluşmasını ve hane halkı tasarruflarının artırılmasını sağlamayı amaçlayan bir sistem olarak kurgulandı. İşveren ve çalışanlara asgari yük getirecek şekilde uygulanmasının amaçlandığı sistemin temel yapısı üzerinde kamu tarafında çalışmalar devam ediyor. Sektörümüz değişen demografik yapıya uygun model önerilerini kamuyla paylaşıyor” dedi.
2030 HEDEFLERİNE ULAŞMAK İÇİN NELER YAPILACAK?
- Zorunlu branşlarda penetrasyonu yüzde 100’e çıkarılacak.
- Kaskoda sigortalılık oran yüzde 25’ten yüzde 40’a yükseltilecek
- BES’te yeni inisiyatiflerle sözleşme sayısı yüzde 68 artırılacak.
- Hayat branşında anüite, yatırım fonlu sigortalar yaygınlaştırılarak poliçe adedinde yüzde 30 artış sağlanacak.
- TSS, ÖSS ve finansal sigortalar, teşvikler ve yeni ürünlerle yaygınlaştırılacak.
TÜRKÖLMEZ’E GÖRE TES’İN BAŞARISI İÇİN 3 KRİTER VAR
- Ülkenin gerçeği olduğu kabul edilmeli.
- Siyaset üstü olmalı; siyaset dışında tutulmalı.
- Sistem çok İyi kurgulanmalı.